26 Mayıs 2016 Perşembe

Cehennem

Dün hepsi birbirinden müthiş beş film izlemişti. Zaten hep güzel filmler seyrederdi. İzlediği filmlerin etkisi altında kaldığından az önce uyuyabilmişti. Az önce de uyandı zaten. Yüzünü yıkamaya üşenip duşa girdi. Musluğu sonuna kadar çevirdi. Suyun altında bir saat boyunca oturdu. Duştayken çok garip hissediyordu. Nasıl hissettiğini kendi bile tam olarak anlayamıyordu. Sanki yaşamıyormuş gibiydi. Suyun altında olmadığı zamanlara yaşamak denirse tabi.

İçinde kendini en iyi hissettiği kıyafetlerini giydi. Çantasına Oktay Rıfat'ın şiir kitabını koydu. Dışarı çıktı ve kendini çimlerin üstüne attı. Dalgalı denizi seyretmeye başladı. Hava kapalı olduğundan olsa gerek sahil kenarında pek kimse yoktu. Az ilerde ağacın altında gülüşen sevgilileri gördü. Kulaklığını taktı, çantasını eline aldı ve sevgililerin yanındaki ağacın dibine oturdu. Müziği durdurdu ve sevgililerin ne konuştuğunu dinlemeye başladı. Onları dinlediğini anlamasınlar diye ara sıra kafasını sallıyor kendini müziğe kaptırıyordu güya. Mutlu görünüyorlardı, sürekli gülüşüyorlardı halbuki dediklerinin hiçbiri komik değildi. Aşık olsalar gerek ya da gerizekalı.

Çantasını açtı ve kitabını çıkarıp okumaya başladı. Üç buçuk saatte iki Oktay Rıfat şiiri okudu. Kitabını çantasına koydu. Ayağa kalktı ve yürümeye başladı. Çıkmaz bir sokakta, tinerci çocukların karşısında kendini buldu. Çocuklar üzerine doğru yürümeye başladı. Çok korktu çocuklardan, ölmekten, en çok da kendinden. Hemen kaçtı oradan. Nefeslendi, herhangi biri bu haldeyken ağlardı ama ağlamayı bile beceremedi. Her şey acı veriyordu ona. Ne yaşamaya ne de ölmeye cesareti vardı. Hiçbir şey olmamış gibi kulaklığını taktı ve Bohemian Rhapsody'i dinlemeye başladı. Keşke doğmasaydı.

15 Mart 2016 Salı

#2




"Hissettiğim şey güvensizlik ve korku. Hayal kırıklığı. Bunun dünyamızın esas gerçeği olması ve bizim, aslında, buna ortak olmamızdan dolayı hüsrana uğradım. Benim dünyaya gelirken istediğim bu olamazdı. Buradaki insanların dünyaya gelirken istedikleri bu olamazdı. Sen ve Babam bebek yapmaya karar verdiğinizde, beni getirmek istediğiniz dünya bu olamazdı. Capital Gölü’ne bakıp “İşte koca dünya, ben geliyorum.” derken, sözünü ettiğim bu değildi. Rahat bir yaşam süreceğim ve belki, hiç gayret etmeden, soykırıma ortak oluşumun farkına varmadan yaşayacağım bir dünyaya geldiğimi söylemek istememiştim."

30 Ocak 2016 Cumartesi

#1



“En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.”