18 Şubat 2017 Cumartesi

asla ve asla

Güçsüzdü ve korkaktı. Korkaktı ve bu o kadar belliydi ki düşük omuzlarından, eğik boynundan, sallanarak yürüyüşünden ve kendisine "merhaba" diyen kadının suratına bile bakmadan yanından geçişinden. İçine sinmişti karanlık ve korku. Doğrusunu isterseniz içi buydu.

Yoksuldu daha kötüsü yoksundu sevgiden ve mutluluktan. Gülüyordu "aşk" dediklerinde. Ne kadar da uzak ve imkansızdı onun için. O hep bilmediklerini özlüyordu gündüzleri yola geceleri tavana bakarken.

Nefret doluydu. Bir çok şey görmüştü bu aynı zamanda onun daha hiçbir şey görmediğini ispatlar. Fakat gördükleri yetmişti nefretin içini parsel parsel kaplamasına. Öfkeliydi ki nasıl olmasındı binbir zahmet ve utanarak "günaydın" dediği yolcusunun, suratına büyük bir ayıp işlemiş gibi baktığı dünyada.

Ama yalnız değildi. Yıllardır aynı güzergah üzerinde birlikte direksiyon salladığı şoför dostları vardı. Değer veriyordu onlara, öyle düşünüyordu. Asla yalnız değildi. Dostlarıyla servis saatini bekledikleri masada otururken bile içindeki cehennem, belki karşı masada belki duvarda belki avucunun içinde bir surete bürünüp konuşabiliyordu onunla.

rip serbar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder